Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

kulağına inanmamak

  • 1 kulak

    kulak <- ğı> s
    1) Ohr nt
    \kulak kabartmak aufhorchen, die Ohren spitzen
    \kulak kesilmek ganz Ohr sein
    \kulak vermek lange Ohren machen
    birine \kulak vermek jdm sein Ohr leihen
    kulağına inanmamak ( fam) seinen Ohren nicht trauen
    kulağı duvar olmak ( fig) o ( fam) taub werden
    birinin kulağını çekmek ( fig) o ( fam) jdm die Ohren lang ziehen
    \kulaklarını tıkamak sich die Ohren zuhalten
    ağzı \kulaklarına varmak ( fam) von einem Ohr zum anderen strahlen
    bu sözümü kulağına küpe et! ( fam) schreib dir das hinter die Ohren!
    bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak ( fig) o ( fam) zum einen Ohr herein-, zum anderen wieder hinausgehen
    bir kimseye/şeye göz \kulak olmak auf jdn/etw aufpassen, auf jdn/etw achten
    kepçe \kulak abstehende Ohren
    2) mus Wirbel m
    3) ( fig) Gehör nt
    \kulak asmak hinhören
    \kulakla algılamak mit dem Gehör wahrnehmen
    kulağa hoş/komik gelmek angenehm/komisch klingen
    bir şey kulağına çalınmak von etw läuten hören

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > kulak

  • 2 Ohr

    Ohr <-(e) s, -en> [o:ɐ] nt
    kulak;
    die \Ohren spitzen kulak kabartmak; ( Tier) kulaklarını dikmek;
    jdm sein \Ohr leihen birine kulak vermek;
    es ist mir zu \Ohren gekommen, dass...... kulağıma geldi [o çalındı];
    mir dröhnen/sausen die \Ohren kulaklarım uğulduyor;
    ganz \Ohr sein kulak kesilmek;
    ich bin ganz \Ohr kulağım sende [o sizde];
    mit halbem \Ohr zuhören yarım yamalak dinlemek;
    sich dat die \Ohren zuhalten kulaklarını tıkamak;
    ihm die \Ohren klingen ( fig) kulağı çınlamak;
    etw noch im \Ohr haben bir şey hâlâ kulağında olmak, bir şeyi duymuş olmak;
    lange \Ohren machen ( fig) o ( fam) kulak vermek;
    jdm die \Ohren lang ziehen ( fig) o ( fam) birinin kulağını çekmek;
    seinen \Ohren nicht trauen ( fam) kulağına inanmamak, kulaklarına inanamamak;
    jdn übers \Ohr hauen ( fig) o ( fam) birine kazık atmak, birini kazıklamak;
    schreib dir das hinter die \Ohren! ( fam) bu sözümü kulağına küpe et!;
    etw geht zum einen \Ohr rein, zum anderen wieder hinaus ( fig) o ( fam) bir şey bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak;
    viel um die \Ohren haben ( fam) işi başından aşkın olmak;
    bis über beide \Ohren verliebt sein ( fig) o ( fam) sırılsıklam âşık olmak, körkütük âşık olmak;
    die Situation/die Arbeit wächst mir über die \Ohren ( fig) durumla/işle başa çıkamıyorum artık;
    sich aufs \Ohr legen ( fig) o ( fam) kafayı vurmak;
    von einem \Ohr zum anderen strahlen ( fam) ağzı kulaklarına varmak;
    es faustdick hinter den \Ohren haben ( fig) o ( fam) anasının gözü olmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Ohr

  • 3 inanmak

    vi
    1) glauben (-e)
    inanılacak şey değil! es ist nicht zu glauben!
    buna inan(m) ıyor musun? glaubst du das (nicht) ?
    ister inan ister inanma, ... ob du es glaubst oder nicht,...
    sana inanıyorum ich glaube dir
    sen de buna inanmıyorsun ki! das glaubst du doch selber nicht!
    ( şuna) inanıyorum ki, ... ich bin (davon) überzeugt, dass...
    2) a. rel glauben (-e an)
    Allah'a inanıyorum ich glaube an Gott
    Tanrı'ya \inanmak an Gott glauben
    3) trauen
    gözlerine inanamadı er traute seinen Augen nicht
    kulağına inanmamak ( fam) seinen Ohren nicht trauen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > inanmak

См. также в других словарях:

  • kulağına inanmamak — duyduklarının doğruluğundan şüphe etmek Kulaklarıma inanamıyordum, bu kadar narin, bu kadar nahif bir vücutta böyle bir ruh... Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kulak — 1. is., ğı, anat. 1) Başın her iki yanında bulunan işitme organı Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. H. C. Yalçın 2) anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü Elleriyle… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»